http://ari-magazin.com/resimler/banner/tuerkiyemfm.jpg

Almanca
  • Font size:
  • Decrease
  • Reset
  • Increase

Münih Schwabing Kliniği'nde Türkler için özel düzenlenen toplantıda iki uzman doktor Dr. Stefan Witt ve Dr. Stephan Gass "Osteoporoz veya Kemik erimesi" konulu bir konferans verdi.

Türk hastaları bilgilendirdiler

 

Münih Schwabing Kliniği'nde Türkler için özel düzenlenen toplantıda iki uzman doktor Dr. Stefan Witt ve Dr. Stephan Gass "Osteoporoz veya Kemik erimesi" konulu bir konferans verdi. Almancası yeterli olmayan birinci nesil Türkler için düzenlenen konferansta, tüm konuşmalar simültane tercüme edildi.  Doktorlar kemik erimesine karşı D vitamini içeren gıdaların alınmasını önerdi. 

ARI / Münih / Ahmet İNCEL 

Almanya'nın Münih kentindeki Schwabing Kliniği'nde ''Türkçe sağlık bilgilendirme toplantıları serisi'' bünyesinde "Osteoporoz veya Kemik erimesi" konulu bir konferans düzenlendi. Türkler için özel hazırlanan bilgilendirme toplantısında ''Kaza Cerrahisi ve Ortopedi Bölümü'' uzmanlarından Dr. Stefan Witt ve Dr. Stephan Gass yurttaşlarımızı bilgilendirdiler. Tüm konuşmaların anında Türkçe'ye çevrildiği toplantıya özellikle birinci nesilden çok sayıda yurttaşımız katıldı. 

Osteoporoz veya Kemik erimesi nasıl oluştuğun anlatan Dr. Witt “bu kemik metabolizmasındaki bir bozukluk sonucunda kemikteki protein örgüsünün seyrelmesiyle iskelette ortaya çıkmaktadır.  Osteoporoz Almanya’da yaklaşık 8 milyon kişiyi etkilemekte, bunların üçte birini menopozdaki kadınların oluşturduğu ve hastaların büyük bölümünün yaşlı olduğu sanılmaktadır. Bu hastalığa bağlı olarak Almanya’da yılda 60 bin kalça kırılması, 50 bin bilek kırılması ve 40 bin omurga kırılması olayı yaşanmaktadır. Kalçası kırılan hastaların yüzde 20’si altı ay içersinde yaşamını yitirmektedir. Bu hastalıkta kemikler en küçük bir darbede kırılmaya başlar. Sürekli oturma, uzun süre hareketsiz kalma gibi yaşama tarzı; uzun süre tütün, alkol, ve kortizon kullanılmasına veya zayıflama rejimleri ve kötü beslenme yüzünden kalsiyumun eksikliğine yol açan beslenme alışkanlıklarına dayanan bazı dış etkenler de, osteoporozun tehlikesini önemli ölçüde artırır. Kalsiyum tuzları, östrojen hormonları, kalsitonin ve D vitamini içeren haplar bu hastalığın tedavisinde yararlı olabilir" dedi. 

Hastalığın tedavisi konusunu anlatan Dr. Gass “vücutta bu hastalıktan dolayı oluşan hasarlar tıbbın oldukça ilerlemiş olması sayesinde rahatlıkla giderfilmektedir. Titan çiviler, metal paraçlar ve sunni eklemler artık kolayca takılabilmektedir” dedi. Uzmanlar yeterli kalsiyum alımı, güneş ışığından yararlanma ve yaşa uygun yeterli D vitamini alımı, yeterli protein alımı, düzenli fizik aktiviteye katılım ve sigaradan uzak durma eğitimi hastalıktan korunma önlemeleri olarak anlatıldı. 

Resim altları:

Knie1, 2 ve 3: (Sağdan itibaren) Dr. Stefan Witt ve Dr. Stephan Gass.

Knie4: (Soldan itibaren) Dr. Stefan Witt ve Dr. Stephan Gass.

 

Başkonsolosluk çalışanlarına ilk yardım kursu

Başkonsolosluk çalışanlarına ilk yardım kursu

 

Münih Schwabing Kliniği’nde T.C. Münih Başkonsolosluğu çalışanlarına ilk yardım kursu verildi. Kliniğin Türk kökenli kalp uzmanı Dr. Sinan Pehlivanlı kursu Türkçe olarak verdi.

 

ARI / Münih / Ahmet İNCEL 

 

Münih Schwabing Kliniği’nde T.C. Münih Başkonsolosluğu çalışanlarına Türkçe olarak ilk yardım kursu verildi. Kliniğin Türk kökenli kalp uzmanı Dr. Sinan Pehlivanlı’nın  verdiği kurs öncesi klinik müdürü Günter Milla ve Kalp Rahatsızlıkları  Bölümü Başkanı Prof. Dr. Stefan Sack kursa katılanları selamladılar.  Dr. Pehlivanlı slayt gösterisi ve yardımcı eğitim gereçleriyle verdiği kursta ilk yardımın insan yaşamı için önemini vurgularken “insana cankurtaran daha gelmeden ilk yardımı yapmak, onun yaşama şansını 2-3 kat artırır.  Almanya’da bilinçli yapılan reanimasyon sayesinde yılda 4800 kişinin hayatı kurtarılabilmektedir. Kazalarda yaklaşık yılda 4 bin kişinin öldüğünü göz önüne alırsak bu ilk yardımı yapmayı bilmemizin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.  Kalp krizi geçiren birine ilk on dakikada yardım yapılabilirse kurtarılabilir. Bir kriz anında kaybedilen her dakika yaşama şansını yüzde 10 azaltıyor. Bu nedenle mutlaka kalp masajı yapmayı ve “ağızdan ağıza solunum” yapmayı öğrenmeliyiz. Acil durumlarda yanlış yapmanız söz konusu değildir, en kötüsü hiç bir şey yapmamanızdır” dedi.  Dr. Pehlivanlı Avrupa çapında ilk yardım numarasının 112 olduğunu hatırlattı. 

 

Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan “Defibriliator”  gereçlerinin Münih’te metro istasyonlarında, havalimanlarında ve halkın yoğun olduğu kapalı alanlarda acil yardım için hazır bulunduğunu hatırlatan Dr. Pehlivanlı, başkonsolosluk çalışanlarına “Defibriliator” ün kullanılmasını öğretti.  Dr. Pehlivanlı ilk müdahalede, kullanılması oldukça kolay olan  “Defibriliator” sayesinde kalp krizi geçiren hastaların yüzde 57’sinin sağlıklarına yeniden kavuştuklarını  belirtti. 

 

Kurs katılanlara bir özel manken üzerinde kalp masajı yapılması ve “ağızdan ağıza solunum” öğretilirken, yapılan tatbikatta tüm Başkonsolosluk çalışanları büyük bir ilgi ile aktif görev aldı. 

 

 

 

 

 

 

ari-magazin.Com