http://ari-magazin.com/resimler/banner/tuerkiyemfm.jpg

Türkce
  • Font size:
  • Decrease
  • Reset
  • Increase

Devletin müşfik eli Avrupa`da! - Mehmet Akkoç

Geçtiğimiz günlerde TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu`nun Gençlik Daireleri konulu raporu kabul edildi. Konuya vakıf olmayanlar için kısaca özetlemek gerekirse; raporun, özellikle geçtiğimiz sene şikayetlerin artması sonucu, Şubat ayında görüşülen izleme dosyasının ardından heyetler oluşturulmasına karar verilmesiyle, heyetlerin Nisan - Haziran aylarında Almanya, Hollanda ve Belçika`da bizzat aileler, milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları, Gençlik Dairesi yetkilileri ve sivil toplum temsilcileriyle, insan hakları temelinde bire bir yapılan görüşmeler sonrasında hazırlandığından başlamak gerekir. Hak ihlallerini belirlemek ve tedbirleri almak, benzeri olası olayları engelleyici yönde duyarlılığı ortaya koymak çalışmanın ana amacını oluşturmaktaydı.

Raporun sonucundan önce bir kaç istatistiki ve ön bilgi vermekte fayda var. Almanya`da, anayasanın 6. maddesinin 2. fıkrasına göre çocukların bakımı ve yetiştirilmesi velilerin doğal hakkı ve sorumluluğu altındayken, diğer taraftan bu yükümlülük de devlet tarafından denetlenmektedir.  Buraya kadar her şey normal gibi. Ancak Türkiye toplum yapısını ve kültürünü tanımayan, bazen sadece komşuların şikayetlerine dayanarak, binlerce çocuk, sınırının tam olarak ne olduğu yasalarda belli bile olmayan "kindeswohl" yani çocuğun iyiliği bahanesiyle, anne-babasından velayeti alınarak, koruyucu ailelere veya yurtlara veriliyor. Daha da vahimi, çok geçmeden çocukların ana dillerini unuttukları, hatta dinlerini ve isimlerini değiştirdikleri gibi örneklerle bile karşılaşılıyor. Ezcümle aileler biçare, gözyaşları pınar...

2011 yılında sadece Almanya`da ailelerinden alınan çocuk sayısı 40 bine ulaşmış durumdaydı. Bunun yüzde kaçının Türkiye kökenli olduğu, etnik kökenin istatistiklerde yer almaması ve 2000 yılından sonra Almanya`da doğan her çocuğun, opsiyon modeli nedeniyle aynı zamanda otomatik olarak Alman vatandaşı olması nedenleriyle, maalesef bilinmiyor. Ancak azımsanamayacak kadar çok bir sayı olduğunu kestirebiliyoruz.


"Ece bebeği" artık hemen hemen hepimiz tanıyoruz. Gelsenkirchen şehrinde 6 aylık Ece`nin merdivenden düşmesi sonucu ailesi tarafından hastaneye götürülmesi, bir süre sonra da bebeğin mahkeme kararıyla aileden alınmasıyla aile perişan olmuştu. Annenin feryadı yürek yakıyordu. Hollanda`da benzer bir olayda ise 7 ve 11 yasındaki kardeşler eşcinsel bir aileye verilmişti.

Örnekleri arttırmak mümkün, konunun uzmanı da değilim, heyetin çalışmalarını ve raporun sonuçlarını da hep beraber bekleyip göreceğiz. Ancak bariz bir gerçek var ki, hiç bir karşılık beklemeksizin azim ve gayretle çalışan sade vatandaşların veya sivil toplum kuruluşlarının, alınan olumlu neticelerde yaşadıkları sevinç ve huzuru gördükçe, adeta siz yaşıyorsunuz o sevinci içinizde. Öz evladına sarılmışçasına alırken kollarına soğuk mahkeme salonlarından çocukları; gaye, dünya menfaati değil o güzel insanlarca diyorsunuz, çok şükür!

Diğer taraftan yıllarca unutulmuş ve üvey evlat muamelesi görmüş bu toplum, artık biliyor çok şeyin değiştiğini ve şu cümle özetliyor bir kez daha ahvali: "Vatandaşın devleti değil, devletin vatandaşı var artık Avrupa`da!"

Hastaneler ziyaret ediliyor, hapishanelerdeki vatandaşlarımız yalnız bırakılmıyor. Hasıl -i kelam, nerde zarara düçar bir vatandaş varsa, devletin müşfik eli orada!

Facebook`ta Paylaş
ari-magazin.Com